MUSTAFA KEMAL ATATÜRK: SAKARYA'DA GİZLENEN KEMİK
Mustafa Kemal Paşa'nın askeri dehası, genellikle Çanakkale ve Büyük Taarruz gibi parlak zaferlerle anılır. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun kaderini belirleyen asıl direnç anı, Sakarya Meydan Muharebesi sırasında yaşanmıştır ve bu anın merkezinde gizlenmiş bir yara vardır.
Savaşın başlamasından kısa süre sonra, Başkomutan, cephe hattının en kritik noktalarından biri olan Polatlı yakınlarında atıyla araziyi denetlerken bir kaza geçirdi. Atın ürkmesi sonucu yere sert bir şekilde düştü. Kaza o kadar şiddetliydi ki, kaburga kemiği kırıldı ve akciğer zarına battı. Mustafa Kemal Paşa, nefes almakta zorlanıyordu ve çektiği acı dayanılmazdı.
Bu durum, cephedeki komuta kademesinde büyük bir panik yarattı. Zira savaşın en kritik aşamasında, Türk ordusu geri çekilme eşiğindeydi ve liderin fiziksel olarak çökmesi, yenilgi demekti. Paşa'nın emri ise anında ve sarsılmazdı: "Durumumu düşmana ve Meclis'teki muhaliflere kesinlikle bildirmeyeceksiniz."
Mustafa Kemal, doktorların kesin istirahat tavsiyesine rağmen sedye üzerinden, kırık kemiğiyle savaşı yönetmeye devam etti. Yaralı yatağında, tüm askeri doktrinleri altüst eden o meşhur emri verdi: "Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır." Bu deha ürünü emir, tam da bedenen en zayıf olduğu anda, stratejik olarak en güçlü olduğu anda verilmiştir. 22 gün süren bu kanlı savaşın zafere ulaşmasının ardındaki azmin bir kısmı, kırık bir kemiğe rağmen asla eğilmeyen o iradeye aitti.
